BOYUN ANATOMİSİ
Boynun fonksiyonel yapısı; Boyun, omurganın en hareketli bölümüdür. Üzerinde 7-7.5 kg ağırlığındaki başı taşıyan boyun; 7 omur, arkada faset eklemleri, omurlar arasında önde disk denen yastıkçılar ve arkada deliklerden çıkan spinal sinirlerden oluşur. Omurilikten çıkan 8 sinir, hareket ve duyu ile ilgili iletileri (ağrı dahil) baş ile omuz, göğüs kafesi ve kollar arasında getirip götürür.
Omurilik 2 cm kalınlığında beyinden aldığı emirleri tüm vücuda ileten son derece önemli bir yapıdır. Kalp ile baş arasında kan taşıyan 4 ana atardamar boyundan geçer. Servikal omurgayı (boyun) oluşturan boyun vertebraları yukarıdan aşağıya doğru C1-C7 olarak numaralandırılır. Bütün vertebralarda enseden hissedilebilen çıkıntılar vardır; vertebraları birleştiren kas ve bağlar buraya yapışırlar. Nazik bir yapıya sahip olan omurilik, vertebraların merkezinden geçer ve onlar tarafından korunur. Servikal sinirler çam ağacının dalları gibidir ve foramina denilen vertebraların arasındaki küçük deliklerden çıkarlar.
Vertebraların arasında onlara yapışık olan “disk” denilen kıkırdak yapılar vardır, bunlar şok etkileri emerek omurlara ulaşmalarını engelleyen yastıkçıklar olarak işlev görürler. Diskler aslında omurların birbirine sürtünmesini engelleyen jöle kıvamında yastıkçıklardır. Disklerin görevi üzerine düşen yük miktarını dengeli olarak alt seviyelere iletmektir. Boyun omurları, diskler ve güçlü bağlar ile birbirine tutunurlar. Bu sistem kaslar ile esneklik kazanır ve kuvvetlenir.
Tıpkı bel omurlarının arasındaki diskler gibi, boyun omurlarının arasında yer alan disklerin de sert ve fibröz kapsül ile çevrelenen jelatinöz bir merkezi vardır. Yine bel omurlarında olduğu gibi boyun omurları da arka bölgelerindeki sağlı sollu faset eklemlerle birbirine bağlanır. Sağlıklı boyun dengeli boyundur. Bu dengeyi sağlamak için boyun omurgası doğal bir eğime sahiptir. Bu eğimin korunması rahat ve ağrısız boyun için çok önemlidir. Bu eğim bozulursa boyun omurgasında dejenerasyon ve bozulma başlar. Bu da boyun ve kol ağrısını arttırır.
BOYUN AĞRISI
Boynumuz; boyun omurları(Vertebralar), bunların aralarındaki kıkırdaklar, Vertebralar arasındaki eklem ve bağlar ve boyun adaleleri ile bir bütün olarak çalışır. Bu sayede boyun omurları çok yönlü hareket imkanına sahiptir ve değişik seviyelerde, değişik hareketleri daha kolay ve daha fazla yapma özelliği taşır.
Boyun ağrıları, bel ağrılarından sonra ikinci sırada yer alır. Bel ağrılarının bir insan yaşamında yüzde 80 oranında görülme sıklığı var. Boyun ağrıları, bunun dörtte biri, beşte biri civarındadır. Boyun ağrıları bel ağrıları kadar sık olmamakla birlikte her yaş grubunda önemli bir sorundur. Her üç insandan birinin yaşamında en az bir kere boyun ağrısı geçirdiği kabul edilmektedir. Çalışan daha fazladır.
Boyun ağrısı sadece boyuna lokalize olabileceği gibi kol ağrısıyla birlikte olabilir. Sanayi ve Orman işçilerinde boyun ve kol ağrısına yakalanma oranı % 80’e çıkar. Boyun ve kol ağrısı olanların yaklaşık % 70’i bir ay içinde iyileşir. Bel ağrısına göre boyun ağrısının sıklığı daha az ve çok az sakatlık bırakıcıdır.
Boyun ağrıları bel ağrıları kadar sık görülmemekle birlikte, her yaş grubunda karşılaşılabilen, yaşam kalitesini düşürüp iş gücü kaybına neden olabilen önemli bir sorundur.
Boyun ağrısı, kola yayılan ağrı, baş ağrısı, boyunda tutukluk, kolda güçsüzlük – hissizlik – yanma – batma, ellerde zayıflık – beceri azalması – uyuşma – karıncalanma, kulak çınlaması, baş dönmesi ve bulanık görme gibi yakınmalara neden olabilir.
BOYUN FITIĞI
Boyun fıtığı, boyun omurlarının arasındaki kıkırdağın, omurilik kanalına doğru yer değiştirmesi, çıkması sonucu, kola gelen sinirlere ve omuriliğe baskı yapması ile oluşan hastalığa denir.
Belde olduğu gibi boyunda da fıtık olabilir. Omurları birbirinden ayıran diskler yarı eklem sayılırlar. Disk ortasında jel kıvamında bir madde ve bunun çevreleyen yastıkçıklardan oluşur. Bu yastıkçıklardan daha dışta olanlar içtekilere göre serttirler. Yaşın ilerlemesi ve travmaya maruz kalma durumlarında bu yastıkçıklar yıpranmaya başlar. Dıştaki tabaka giderek incelir, ani yapılan ters bir hareket sonrasında yırtılır.
İçteki jel kıvamındaki madde bu yırtıklardan dışarı doğru kayarak, omurilikten çıkıp kolumuza giderek o bölgelere hareket emri veren veya o bölgelerin duyusunu algılamanızı sağlayan sinirimize baskı yapar. Böylece boyun-kol ağrısı ve o kolumuzda uyuşma, karıncalanma, bazen de güçsüzlük hissederiz.
Kıkırdak doku yıpranıyor. Arkada bulunan küçük eklemler bozuluyor, bunların geçip geldiği sinir delikleri daralıyor. Ve kişide boyun ağrısı, kol ağrısı, elde uyuşma, hatta beyne giden kan damarlarını etkilediği için baş dönmesi, dengesizlik, unutkanlık gibi bir çok şikayetleri de beraberinde getiriyor.
BOYUN FITIĞININ NEDENLERİ
-Trafik kazaları, travmalar, şoförlük, boynu çok etkileyen bir meslek. Frenler, manevralar ve çarpmalar, trafik kazaları,
-Günlük hayatın gerilimleri,
-Boyunun yanlış hareketleri ve yanlış pozisyonları,
-Emosyonel gerginlik, boyun kaslarında zayıflık,
-Yaşlanmaya bağlı kemik yapısındaki dejeneratif değişiklikler
-Boyun kireçlenmesi
-Sık görülen bazı iltihaplı romatizmal ağrılar (Ankilozan Spondilit, Romatoid artrit)
-Fibromiyalji
-Yanlış duruş, psikolojik stres, soğuğa maruz kalmak, yorgunluk
-Uzun süreli bilgisayar – daktilo kullananlar, sürekli tek noktaya odaklaştıkları için boyun kaslarının yeterince hareket etmemesi sonucu ağrı çekerler.
-Ev işleri, dikiş nakış, temizlik, perde asma, silme gibi bunlar son derece boyun ağrılarını arttıran faktörlerdir.Bu yüzden kadınlarda boyun ağrılarının görülme sıklığı fazladır.Sekreterlik, Öğretmenlik
-Özellikle stres boyun kaslarında kasılmaya neden olur ve boyun ağrısı ve gerilim baş ağrısı ortaya çıkar. Bu şekilde ortaya çıkan ağrılarda kas gevşeticilerin yanı sıra bölgeye yapılan enjeksiyonlar, gevşeme egzersizleri, fizik tedavi yapılması ve antidepresan ilaç verilmesi yoluna gidilir.
Gerilim, stres: Boyun ağrısını artıran ve kronikleştiren en önemli sebeplerdir. Ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlarımız boyun ağrısını artırır. Boyunda sürekli gerginlik ve ağrılı noktalar tespit edilebilir. Gülmek, düzenli çalışmak, sosyal uğraşılar ve hayata bağlılık boyun ağrısına karşı en önemli silahtır.
En üst boyun omurumuz, C1, C2 dediğimiz omur arasından başa giden sinirler çıkmaktadır. Eğersıkışmışsa, şiddetli baş ağrısı yapabilir. Bir de boyun kasları, aynı zamanda başa yapışan kaslardır da. Bunların da aşırı kullanımı, gergin duruş, çalışma koşullarının ağırlığı, stresin birikmesi, şiddetli boyun ağrıları yapabilir. Çünkü, stresin esas birikimi omuz ve boyundadır. Dolayısıyla baş ağrıları kassal olarak boyundan kaynaklanabilir. C1 sinirinin sıkışmasına bağlı,boynun arkasından başlayıp, kulağa, göze vuran bir ağrı gelişebilir.
Diskte dejenerasyon, Kireçlenme:
-Yaşın ilerlemesi, omurganın kötü kullanılması sonucu kemik yapıda, bağlarda ve disklerde yıpranma başlar. Jöle kıvamındaki disk keçeleşir, kuvvet emme özelliği ve esnekliğini kaybederek çöker. Kemiğin kalsiyum içeriği azalır. Vücut doğal tepkisi olarak bu yıpranmış dokuları kireçlendirir. Oluşan yeni kemikçikler, taşlaşmış bağlar ve daralmış disk mesafeleri sinirlere bası yaparak boyun, kol ve genel vücut ağrısına sebep olabilmektedir. Omurilik basısı yaparak el ve ayaklarda uyuşma, kuvvetsizlik oluşabilmektedir. Mutlaka tedavi edilmelidir.
-Diğer bir değişle, servikal omurgayı meydana getiren yapıların (kemik, bağ, kas) yozlaşması sonucu ortaya çıkan ve buna bağlı sinir ve damarsal bozuklukları da içeren klinik bir tablodur. Nedenlerinin yaşlanma, mikro travmalar, makro travmalar, duruş bozuklukları ve genetik faktörler olduğu düşünülmektedir.
Boyun kireçlenmesine bağlı ağrının tedavisinde kullanılan yöntemler:
-İstirahat
-Şiddetli ağrı varsa boyun korsesi
-İlaç tedavisi
-Fizik tedavi
-Egzersiz
-Enjeksiyon yöntemleri
-Eğitim
Kötü duruş ve boyunu kötü kullanma:
Günlük hayatta boyun sağlığına uygun olmayan her yanlış hareket ve duruş; omur, disk, eklem ve bağ dokusunda yıpranmaya sebep olur. Boyunda doğal eğimin kaybolması boyunu kötü kullanmanın en önemli bulgusudur.
Boyun incinmesi:
Boyunun imkan verdiği normal hareketinden daha fazla bir zorlama sonucunda disk, kemik, bağlar ve eklemlerde incinmeler olabilir. Genelde araç içi trafik kazası sonrası boyundaki aşırı hareket ve zorlamadan dolayı giderek artan boyun ve kol ağrısı izlenebilir. Buna Kamçı Sendromu (Whiplash) denir. Geç dönemde bu tip olgularda boyun omurlarının; aşırı hareketliliğine bağlı ağrı ve instabilite görülebilir.
Boyun Tutulması, Kas spazmı:
Genellikle boyunu destekleyen kasların aşırı gerilmesi ile oluşur. Ağır bir şey kaldırmak, aşırı spor, iş aktivitesi, yanlış masa başı çalışması kas spazmına neden olabilir. Ayrıca yanlış pozisyonda uyuya kalma, yüksek yastık ve kötü seyahat şartları da boyun tutulması yapabilmektedir. Çoğu zaman basit tedaviler ile spazm ve tutulma çözülmektedir. “Miyofasial ağrı, Fibromiyalji , Fibrosit ve Miyozit” diye de adlandırılan uzun süreli kas ağrısında, kas içersinde ağrıyı tetikleyen noktalar ve elle de hissedilebilen düğmecikler mevcuttur. Boyunda uzun süreli kalıcı eğriliğe tortikollis diyoruz. Klippel-Feil, Turner Sendromu gibi doğuştan sebeplerin iyi araştırılması gereklidir.
Romatizmal Hastalıklar:
Vücudun bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine savaş açması sonucu oluşur. Omurgadaki normal kemik ve kıkırdak dokuları hasara uğrar. Romatoid artrit, anklozan spondilit gibi hastalıklar boyun hareketlerinde kalıcı kısıtlılık yapabilir. Sabahları görülen yarım saatten fazla süren eklem sertliği ve hareket zorluğu romatizmal hastalıklar için tipiktir
Kol ve el sinirlerinin tuzaklanması (sıkışması):
Boyunda omurilikten çıkan sinirler ele doğru giderken yol üzerinde bağ dokusu tarafından tuzaklanır. Buradaki sıkışma sonucu el ve kollarda kuvvetsizlik, uyuşma ve ağrı oluşur. Özellikle elin ilk 3 parmağında geceleri görülen uyuşma “karpal tünel sendromu” için tipiktir. Bu tip ağrı ve uyuşma olan hastalarda mutlak EMG testi ile ayrıcı tanıya gidilmelidir. Konservatif tedavi ile sonuç alınamayan hastalarda cerrahi olarak basının kaldırılması gereklidir.
BOYUN FITIĞININ BELİRTİLERİ
-Ensede ağrı, kas spazmı, boyun hareketlerinde kısıtlılık
-Enseden kol veya kollara bazen art kafaya, göğse ve sırta yayılabilen ağrı
-Kollar ve/veya ellerde uyuşma hissi
-Baş dönmesi, kulak çınlaması, gözlerde sinek uçuşması, bulantı, konsantrasyon bozukluğu gibi semptomlar
-Kol ve/veya ellerde kas gücü azalması (elinden sık sık bir şeyleri düşürme, kavrama güçlüğü)
-Ağrı özellikle gece uykuda aşırı derecede artar
-Omuz ve kollarda ağrı, uyuşma ve iğne batar gibi olması
-Bacak ve kollarda uyuşma veya güçsüzlük
-Mesane kontrolü sorunları
-Bacaklarda dengesizlik veya sertlik
-Boyun omur hastalığı (cervical osteoarthritis), boyundaki omurların üstüne kemik çıkıntılarının oluşmasıdır. Bu yavaşça gelişir ve boyun giderek sertleşir. Kemikler giderek periferik sinir sistemine baskı yaparak omuz ve kollarda ağrılara ve diğer duygulanımlara yol açar. Bu çıkıntılar eğer omuriliğe de baskı yapmaya başlarsa, bacak kasları ile mesane ve bağırsak kasları da etkilenebilir. Boyun zedelenmesi yıllar sonra servikal omur hastalığına dönüşebilir. Ancak genellikle bu hastalık yaşlanmayla ilgilidir. Boyun omurlarının diskleri zamanla yıpranıp incelince dışarı fırlarlar.
BOYUN FITIĞINDAN KORUNMA
DURUŞ BOZUKLUĞUNUN ETKİSİ
Boyun hiçbir bükülme göstermeksizin, herhangi bir aktivite sırasında ve dönme halinde olmaksızınserbest biçimde ve dikey doğrultuda bakması lazım. Vücudumuzla bakmamız ve okuyacağımız, yazacağımız şeyleri başımızı eğerek, cismi kendimize kaldırarak dikey vaziyette ona doğrultmamız doğru olur. Bütün sistemi buna doğru düzenlemek lazım. Boynu büken, eğen, kaldıran sistemlerden ziyade boynun dik, düzgün kullanma, sistemli şekilde masayı, çalışma koşullarını düzenlenmek lazımdır.
BİLGİSAYAR KULLANIRKEN YAPILAN YANLIŞLAR
Bilgisayar kullanımında, masanın, bilgisayar ekranının, klavyenin ve çalışma, duruş şeklinin mutlaka iyi bir ergonomi uzmanı tarafından kişiye belirtilmesi ve gösterilmesi lazım. Kişinin de bu imkanları sağlaması lazım. İkinci olarak 20 dakikada bir ara verilmeli ama 20 dakikada bir insanın kalkıp ara vermesi çalışma hayatında mümkün değil. Ama 45 dakikada çalışmayı aynı bir ders saati düşünürsek, 45-50 dakikada bir 5-10 dakika verilip, boyun hareketleri yapılır. Şöyle bir gevşeyip, esneyip ve ondan sonra tekrar çalışmaya geçilebilinir.
Mekanik kaynaklı ağrılarda ağrı kesici almanın, yapıcı bir faktör olmamaktadır. Sadece ağrıyı keser,olayı düzeltmez. Dolayısıyla mutlaka olayın esas nedenini saptayıp, buna uygun, kökten kaldırıcıfizik tedavi ve egzersiz, eğer buradaki sorun kötü kullanımsa, onun da mutlaka düzeltilmesi gerekmektedir. Ağrı kesiciyle boyun ağrısını tedavi etmek, hiçbir mekanik ağrıyı tedavi etmek mümkün değil.
BOYUN FITIĞININ TEŞHİSİ
Kesin teşhis için MR çektirilir. MR’ın olmadığı yerlerde tomografide iş görebilir.Ancak MR varsa tercih edilmelidir.
MRI: Günümüzde en duyarlı ve en güvenli görüntüleme tekniğidir. Yumuşak dokuyu da göstermesiyle kesin teşhis koydurur. Radyasyona maruz kalma söz konusu değildir.
BOYUN FITIĞININ TEDAVİSİ
Bu gün dünyada bel ve boyun fıtığı tedavisinde birden fazla tedavi yöntemi mevcuttur.
Bugün için bilinen tedavi yöntemleri;
1-KONSERVATİF ( AMELİYAT DIŞI ) YÖNTEMLER
–Manuplatif (elle) tedavi
-Traksiyon yöntemleri ve diğer fizik tedavi ajanları
2-CERRAHİ TEDAVİLER’dir.
Bel ve boyun fıtıklarının çoğu konservatif (ameliyat dışı) tedaviler denen bu ilk üç yöntemden biri veya birkaçı ile iyileşir. Çok az bir kısım hastada cerrahi tedavi gerekir.
Cerrahi tedavi kriterleri şunlardır:
Konservatif (ameliyat dışı ) tedavi yöntemlerine cevap alınamaz ise (4-12 haftada)
-Kol ve/veya bacaklardaki nörolojik bulgularda artma. (Örneğin: İlerleyen kas gücü azalması veya kaybı)
-İdrar – gaita inkontinansı ( idrar – büyük abdest kaçırma ) ve süvari yaması tarzı parestezisi (kalça, apış arası, uyluk iç yüzlerinde uyuşma, hissizlik) olan (cauda equida sendromu ) hastalar içindir.
-Manuplatif (elle) tedavi;
Avrupa, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri ve Uzakdoğu ülkeleri gibi bir çok ülkede uzun zamandır kullanılmakta ve bir çok okul ile klinikte öğretilmektedir. Bu tedavi sırasında germe, bastırma, döndürme gibi değişik elle tedavi teknikleri hastalıklı bölgeye uygulanmaktadır. Genellikle, tedavi başarılı sonuçlarını 3-7 seansta gösterir. Fakat ağır vakalarda 10-20 seans gerekebilir. Tedavi sırasında herhangi bir ilaç kullanımına da genellikle ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu tedavi bel ve boyun fıtıkları, kas spazmları, kontraktürler, ense orjinli baş ağrıları, omurga kilitlenmeleri ve hatta bazı mide-bağırsak rahatsızlıklarında da başarılı sonuçlar vermektedir. Özellikle bel ve boyun fıtıklarının % 95’i manuplatif (elle) tedavi ile tedavi edilebilir. Bel ve boyun fıtığı, diğer fizik tedavi yöntemleri ile de tedavi edilebilmektedir. Fakat hastalarda, yüksek tansiyon, kalp-akciğer veya şeker hastalığının da birlikte olabilmesi, bu fizik tedavi yöntemlerinin uygulanmasını bazen engelleyebilir. Manuplatif tedavide, genellikle bu hastalıkların bir engel oluşturmamasıda önemli diğer bir avantajdır.
TEDAVİ ŞEKLİ:
Boyun omurları, omurgalarımızın en küçükleridir. Aynı zamanda en üstte olmaları nedeniyle traksiyon, yani boyun çekme için çok avantajlı konumdadır. Şayet boyun fıtığı kolda aşırı kuvvet kaybı, kaslarda erime (Atrofi) yapmamışsa genel olarak ameliyatsız yöntemlere öncelik vermek gerekir. Şayet tedaviye cevap vermezse en son çare olarak ameliyat düşünülmelidir.
KLİNİKLERDE UYGULANAN TEDAVİ PROGRAMI
Manuel tedavi: Boyun adaleleri tamamen gevşeyen hastalara, manuel tedavi uzmanı, boyun için gerekli traksiyon yani boyun çekme işlemlerini ve diğer manuel (elle yapılabilecek) maniplasyonları yapar.
Bu tedavinin amacı boyun omurlarının arasını açarak yerinden kayan kıkırdağın yerine getirilmesidir. Böylece sinir üzerinde oluşan baskı ortadan kalkmaktadır. Manuel tedavinin ardından hastalar istirahat ederler. Ancak sabah akşam yarım saat kadar yine boyun çekme işlemi uygulanmaktadır
Bu işlem şekilde görüldüğü gibi kapıya asılabilen bir cihazla yapılabilir. Portatif olarak yapılan bu boyun çekme aparatı hasta taburcu edildikten sonra evinde de aynı tedaviyi uygulamasına olanak vermektedir.Yaklaşık olarak bir ay evde boyun çekme işlemine devam edilmektedir.
Bu tedavi boyunca hastalar boyunluk takmaktadırlar.Bunun amacı da, boyun omurlarının aşırı hareket etmesini engelleyerek boynun istirahata alınmasıdır.
SONUÇ: Boyun fıtıklarının % 90’lara varan büyük bir bölümünü ameliyatsız tedavi yöntemleri ile tedavi edebilmektedir. Cerrahi tedavi, yapılan bu tür tedavilere cevap vermeyen, iyileşme göstermeyen hastalara ve ilerleyen nörolojik hasarlar (Adalelerde erime, kuvvet kaybı, refleks kaybı) meydana gelen hastalar için uygulanır.
-İlaç tedavisinin yanı sıra öncelikle istirahat, daha sonra fizik tedavi gerekebilir. Hasta düzenli olarak boyun egzersizlerini yaparak ve boyun koruma prensiplerine uyarak ağrının sık tekrarlamasını önleyebilir
Yatak istirahatı: 2-3 gün yarı yatar pozisyonda boyun eğriliğine uygun ince yastıkla istirahat konservatif tedavinin ilk aşamasıdır. Erken dönemde (ilk 48 saat) soğuk, sonra sıcak uygulamaları faydalıdır.
Boyunluk: Boyunluk genellikle akut ağrılı dönemin ilk 2 haftasında dinlendirme ve hareketi kısıtlamak için önerilmektedir. Kaza geçirenlerde araştırmalar tamamlanana kadar mutlaka boyunluk takılmalıdır.Üç haftadan sonra uzun süreli boyunluk takılması önerilmemektedir.Boyun kaslarında erime ve kuvvetsizlik gelişmektedir.
Fizik tedavi: Boyun ağrısı olanlarda özellikle kronikleşen ağrılarda fizik tedavi son derece faydalıdır.
Boyun Çektirme : Yapılan işlemin boyundaki yük miktarını azaltıp ağrıyı geçirdiği bildirilmektedir. Ciddi boyun fıtığı, romatizma yakınmaları, tümör, enfeksiyon gibi ciddi rahatsızlığı olanların uzak durması gerekmektedir.
Akupunktur ve biyolojik geri iletim (Biyoenerji): Günümüzde kısa süreli düzelme sağlamakla birlikte; boyun ağrılarının tekrarını önlediği ve düzelmeyi hızlandırdığı kanıtlanamamıştır.
Güçlendirme egzersizleri, Aerobik: Boyun ağrısının tedavisinde ve korunmada çok önemlidir. Boyun eğriliğinin düzeltilmesinde yardımcı olur.
MUAYENE
-Ateş ve kilo kaybı var mı ?
-Istırahat ağrısı varmı?
-Ağrı geceleyin uykuyu engelleyecek şekilde artıyormu?
-Kolda kuvvet kaybı varmı?
-Parmaklarda uyuşma, karıncalanma,hissislik, şişlik hissi, sıcak veya soğuk hissi varmı?
-Baş öne eğildiğinde boyun ağrısı, boyun hareketinde kısıtlılık ve kola yayılan ağrı varmı?
-Baş arkaya , sağa ve sola çevrildiğinde ağrılımı?
-Boyunda sabah tutukluğu varmı?
-Baş ve boyun hareketleriyle ortaya çıkan; baş dönmesi, kulak çınlaması, bulanık görme, baş ağrısı varmı?
-Boyunağrısı, tutukluk, kas spazmı, bölgesel hassasiyet, hareket kısıtlılığı varmı?
BOYUN KORUMA EĞİTİMİ
-Başınızla yük taşımayın. Baş seviyesinin yukarısına doğru yük kaldırmayın.
-Çalışırken masa ve tezgahların boyu, boynu normal postürde tutacak şekilde ayarlanmalıdır.
-Yatarak televizyon seyretmemeli ve kitap okumamalıdır.Boynunuzu sürekli öne eğik veya aynı pozisyonda sabit tutmayın.
-Yatak düz ve sert olmalıdır. Aşırı yüksek yastık kullanmayın. Boyun yastığı tercih edin.
-Yüz üstü yatılmamalıdır.-Sırt üstü yatmalı ve yastık boynun normal eğriliğini korumalıdır.
-Yan yatarken boyun ile omuz arasındaki boşluk yastık ile doldurulmalıdır.
-Aşırı çalışmayın. bütün gün masada çalışıyorsanız, fırsat bulunca kalkıp dolaşın. İş arası dinlenmelerde bir iki defa egzersizlerinizi yapın. Özellikle bilgisayar ve tezgah başında 30 dakikada bir pozisyon değiştirin.
-Hasta dik durmalı , dik yürümeli . Asla ağır cisimleri kaldırmayın, çekmeyin ve itmeyin.Taşıyacağınız yükleri eşit olarak her iki elinize bölün.
–Taşıyacağınız yükü, birer kilo olarak bölüp iki elinizle taşıyın.
–Telefonu konuşurken boyun-omuz arasına sıkıştırmayın.
–Otururken sırtı düz tutun ve yaslanın.
–Yatak dışında boynunuz düşercesine uyuya kalmayın.
–Hayata bağlı kalın. Spor yapın. Motivasyonunuzu arttırın.
–Bir saati geçen yolculuklarda boyunluk kullanın.
Boyun egzersizleri boyun kaslarını kuvvetlendirir.
Boyunun duruş pozisyonunu düzelterek boyundaki hareket kabiliyetini arttırır.
Boyun ameliyatı olanlar ve uzun süreli boyunluk kullananlar mutlak egzersiz yapmalıdır.
Boyun eksersizleri omzunuzdaki, sırtınızdaki gerginlik ve sertlik hissini rahatlatır.
Egzersiz ağrısız, güçlü ve sağlıklı bir boyun sağlar.
Dikkat Edilmesi Gereken 10 temel kural
1. Bir tek beliniz ve boynunuz var; lütfen koruyun ve onlara sahip çıkın.
2. Sizin için ağır olan cisimleri asla kaldırmayın, itmeyin ve çekmeyin.
3. Boynunuzu, sırtınızı, belinizi dik ve dengeli tutun.
4. Uzun süreli aynı vücut pozisyonunda kalmayın. Ara verin.
5. Yatma, oturma, uyuma ve çalışma koşullarını ideal hale getirin.
6. Kilo verin. Hareketsiz kalmayın.
7. Omurga kaslarını düzenli çalıştırın. Spor yapın.
8. Hayata bağlı kalın ve ondan zevk alın. Stresinizi azaltın.
9. Sigara içmeyin.